Annan Planı
Bu gelişmeler ışığında, 12 Kasım 2002 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın, “Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin görüşleri” olarak tanımlanan çözüm planı Cumhurbaşkanı Denktaş ve Rum Yönetimi Başkanı Glafkos Klerides’e aynı anda sunuldu. Cumhurbaşkanı Denktaş Annan’ın, Türk ve Rum taraflarına sunduğu kapsamlı çözüm önerileri ile ilgili yaptığı açıklamada, planı tüm yönleri ile dikkatlice inceleyeceklerini, yapıcı bir anlayışla değerlendireceklerini ve hükümet, meclis ve Türkiye ile değerlendirme ve istişareden sonra, halkın görüş ve düşüncelerine başvuracağını belirtti. Cumhurbaşkanı ayrıca her iki lidere serbestçe müzakere için imkan ve zaman verilmesi gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı, planın içerisinde değişmesi gereken, kabul edilemez olan ve zaman içerisinde Kıbrıslı Türkleri bir azınlık durumuna düşürecek çok şey olduğunun takvimleme yapılmasının ve tarih sınırlaması getirilmesinin empoze anlamına geldiğini belirtti. Kıbrıs Türk tarafı, planın zemin olarak kabul edilebilmesi için yapılması gereken değişiklikleri ise görüşebileceğini açıkladı.
Türk tarafınca yapılan değerlendirmede, BM planının genel olarak Kıbrıs gerçeklerine uymayan, bugüne kadar Kıbrıs Türk tarafının savunduğu ve ortaya koyduğu, egemenliğinin tanınması ve kayda geçirilmesi, iki kurucu devletin siyasi eşitliğinin her düzeyde tescil edilmesi, iki kesimliliğin değiştirilmeden devamının sağlanması, mal-mülk konularının tazminatlar yoluyla halledilmesi, 1960 Antlaşmalarından kaynaklanan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisininsulandırılmadan devamı gibi gerçekçi önerilerden uzak olduğu tesbiti yapılmıştır.. Plan özellikle toprak, harita, mal mülk ve yeniden göçe zorlanan Kıbrıslı Türkler’in sayısı ve kuzeye gelecek Rumlar ve onlara verilecek siyasi haklar konularında kabul edilmesi çok sakıncalı ve mümkün olmayan hükümler içermektedir.
Plan’ın anayasal değişiklik izlenimi veren bir yaklaşımla Rum tarafının AB’ye girişini garanti altına almak isteyen ve Türkiye ile Yunanistan arasındaki dengeyi bozmaya yönelik bir yaklaşım sergilediği saptanmıştır.
BM Genel Sekreteri, planın iki tarafça da ilk değerlendirmelerinin ardından, taraflara birer mektup göndererek, belgede uygun bulmayıp, değiştirmek istedikleri noktaları kendisine 30 Kasım’a kadar bildirmeleri konusunda bir davet yaptı. İki taraf değişiklik yapılmasını istedikleri konuları içeren mektuplarını BM Genel Sekreteri’ne gönderdiler. 10 Aralık’ta, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alvaro De Soto, Annan Planı’nı iki tarafın itirazlarını dikkate alarak revize edilmiş şekliyle taraflara sundu. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, planın revize edilmiş haliyle iyileştirilmiş kısımlarının bulunduğunu ancak temelinde Kıbrıs Türkü’nün egemenlik sorunu, devlet sorunu, Rumların Kıbrıs Türkü’nün içine gelip yerleşme sorunu, gibi konular bulunduğuna, toprak, harita meselesi bulunduğuna ve bu konuların Rumlarla biraraya gelerek müzakere yapılması gerektiğini, belgenin imzalanma aşamasına gelmediğini söyledi.
AB ise Kıbrıs konusundaki yanlı tutumunu 12 Aralık Kopenhag Zirvesi’nde Kıbrıs Rum Yönetimi’ni “Kıbrıs” adı altında AB’ye üye alarak katma konusunda almış olduğu kararla bir kez daha gözler önüne serdi ve 16 Nisan’a kadar bir anlaşmaya varılamaması durumunda, GKRY’nin AB üyeliğinin onaylanacağını bildirdi.
Bu gelişmeler karşısında, taraflarla istişarelerde bulunmak amacı ile, BM Genel Sekreteri Kofi Annan 24 Şubat 2003 tarihinde, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ı kapsayan bölge turunun ilk durağı olan Ankara’ya, ardından da Atina’ya gitti. 26 Şubat’ta adaya gelen Genel Sekreter taraflarla ayrı ayrı görüşerek, üçüncü çözüm planını sundu. Annan adadan ayrılışında basına yaptığı açıklamada, iki liderle yapmış olduğu görüşmelerde ortaya koyduğu değişiklikler ve çözüm planı ile ilgili değerlendirmeler yaptığını ve taraflardan planda öngörülen 30 Mart tarihinde referanduma gidip gitmeyecekleri konusunda taahhüt istediğini, liderleri cevaplarını vermek üzere 10 Mart’ta Lahey’e davet ettiğini söyledi.
Kaynak: KKTC Dışişleri Bakanlığı